Dekont, Alacağı İspata Yeterli Midir?
16.10.2023

Dekont, Alacağı İspata Yeterli Midir?

Günümüzde, para alışverişinde en çok kullanılan yöntem, banka hesabından para göndermek şeklinde gerçekleştirilmekte olup, bu şekilde para göndericisi ve alıcısı arasında havale ilişkisi kurulmuş olur.

Havale, TBK Kanunu 555. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı karine olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, borç olarak havale yapıldığında alacağın ispatı için uyulması gereken şekil şartları bulunmaktadır. Aksi halde, alacaklının havale ettiği tutarı borç olarak gönderdiğini ispat etmesi mümkün olmayacaktır.


“Türk Borçlar Kanunu’nun 555. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe (tıpkı onun özel biçimlerinden biri niteliğindeki çek gibi) bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür (HGK’nın 9/6/2004 tarihli ve 2004/4–362 Esas 2004/347 Karar sayılı kararı).”


Borç vermek amacıyla havale hukuki işlemini gerçekleştiren kişi, havale edilen tutarın borç olduğunu, açıklama kısmında belirtmelidir. HMK 200. Maddesi gereği 2023 yılı itibariyle senetle ispat zorunluluğunun parasal sınırı 14.800TL olarak belirlenmiş olup, dekontta borç ibaresi bulunmayan havale işlemlerinde 14.800TL ve üzeri bir havale işlemi gerçekleştirildiyse gönderilen tutarın borç verilmesi amacıyla gönderildiği sadece dekontla ispat edilemeyecektir. Dekontun yanında, havale edilen tutarın borç vermek amacıyla gönderildiğini ispat eder nitelikte yazılı bir belge gerekecek olup, senetle ispat parasal sınırı aşıldığından tanıkla ispat mümkün olmayacaktır.


Davacı, davalıya internet üzerinden havale ile 2.000,00 TL ödünç para gönderdiğini iddia etmiş, davalı ise söz konusu havalenin, daha önce davacıya ödünç olarak vermiş olduğu paranın iadesine ilişkin olduğunu savunmuştur. Davacının davada delil olarak dayandığı havale dekontunda, “İnt.Borç” ibareleri bulunmakta olup, bu ibarelerin “İnternet borç” anlamında olduğu davalı tarafından da kabul edilmektedir. Ne var ki davalı, davacının kendisinden aldığı borcu gönderdiğini, ancak kendisini borçlu göstermek amacıyla kötüniyetle banka dekontuna bu şekilde bir ibareyi yazdırdığını savunmaktadır.

Havale dekontunda yazılı olan “İnt Borç” açıklaması, paranın ödünç olarak gönderildiğini göstermekte olup, davalı, “davacının kendisine olan borcunu gönderdiğini, banka dekontuna ise kötüniyetle bu şekilde bir ibareyi yazdırdığını” savunduğuna göre, davada ispat yükü davalıya aittir. O halde mahkemece davalıdan bu konudaki tüm delilleri sorulup, gerektiğinde cevap dilekçesinde dayanmış olduğu “yemin” delili de hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, havalede paranın borç olarak gönderildiğine ilişkin açıklama olmasına rağmen, ispat yükü ters çevrilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.(¤¤)(Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2014/1022 E., 2014/4181 K. sayılı ilamı)”


Bu süreçte bir avukatınızın olması, süreci doğru yönetebilmek ve sürecin uzamaması açısından oldukça önemli olup, detaylar için Bursa Hukuk ve Arabuluculuk’a başvurabilirsiniz.

Bu Konuda Bize sorun !