MESKENİYET İDDİASI
Meskeniyet İddiası Nedir? Nasıl Bir Hukuki Koruma Sağlar?
Meskeniyet iddiası icra takibine başlayan alacaklının, borçlunun maliki olduğu taşınmazların haczi sırasında karşılaştığımız bir kavramdır. Borçlu, borcundan dolayı kural olarak tüm mal, hak ve alacakları ile sorumludur. Fakat borçlunun bazı malları hacizden muaf tutulmuştur. İİK m.82'de sayılan haczi caiz olmayan mallar ve haklardan biri de borçlunun haline münasip evidir, İİK m. 82/12'de düzenlenmiştir. Haline münasip evin ne olduğu borçlunun aylık geliri, sosyal statüsü, ailede yaşayan kişi sayısı ve küçük veya büyük bir eve ihtiyacı olup olmadığı gibi durumlar değerlendirilerek tespit edilmelidir. Borçlu evinin haczedilmesi durumunda şikayet yoluna başvurarak ve İİK m. 82/12'ye dayanarak evinin haczedilemeyeceğini ileri sürebilir.
Şikayet Süreleri Ve Başvurulacak Mercii
Meskeniyet iddiası için şikayet süresi 7 gündür, bu süre hak düşürücü süredir. 7 Günlük süre tebliğ tarihinden veya ıttıla tarihinden itibaren işlemeye başlar. Şikayet hakkı sadece takibin borçlusu tarafından değil, meskende yaşayan diğer aile üyeleri, hatta eş tarafından da yapılabilmektedir. Meskeniyet iddiasına dayalı şikayet İcra Hukuk Mahkemesi'ne yapılmaktadır. Mahkemeye yapılacak şikayette, Mahkeme yaptıracağı bilirkişi incelemesinde alacaklı tarafından haczedilen meskenin değeri ve borçlunun benzer şartlarda yaşayabileceği konutların değerini tespit edecektir. Meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın değeri emsal konutların değerine yakın ise şikayetin kabulüne karar verilmelidir. Haczedilen konutun değerinin ikamet edilebilir konutlardan yüksek olduğu tespit edildiği takdirde icra yoluyla satışı gerçekleştirilebilecektir. Ancak bu durumda da borçlunun konut ihtiyacını karşılayabilecek miktardaki bedelin borçluya bırakılması zorunludur.
Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 2015/10269 E. 2017/11873 K. 02.10.2017 T.
İİK'nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra Mahkemesi'nce borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya verilmeli, kalanı icra dosyasında bırakılmalıdır. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Değerlendirme yapılırken en mütevazi semtlerdeki mesken fiyatları esas alınmalıdır.
İki Ev için Haczedilemezlik İddiasında Bulunulabilir mi ?
Yargıtay vermiş olduğu bir kararında iki ev de borçlunun gereksiniminde ise ikisine de haciz konulamayacağı yönünde karar vermiştir. Borçlunun kendine ait evi olmasına rağmen kirada oturuyorsa Yargıtay kiraya da haciz konulamayacağı yönünde karar vermiştir. Burada Kanun'un amacı bir meskende oturan borçlu ve ailesinin buradan yoksun bırakılmamasıdır. Borçlu, borç yükü altında da olsa aile birliğinin ve devamının sağlanmasıdır.
Bu süreçte bir avukatınızın olması süreci
doğru yönetebilmek ve sürecin uzamaması açısından oldukça önemli olup, detaylar
için Bursa Hukuk ve Arabuluculuk'a başvurabilirsiniz.