Failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranması sonucunda trafik kazası gerçeklemiş ve bu kaza sonucunda bir veya birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olunmuş ise fail TCK 85. Maddesinde düzenlenen taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan yargılanacaktır. Trafik kazası sonucunda, failin bir kişinin ölümüne sebebiyet vermesi halinde 2-6 yıl arasında ceza alt ve üst sınırı belirlenmişken, taksirle birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise 2-15 yıl arasında ceza alt ve üst sınır belirlenmiştir. Bu suça ilişkin temel ceza belirlenirken failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekmektedir.
Trafik Kazalarında Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçu
YARGITAY 12.Ceza Dairesi’nin 2019/8967 E. 2021 / 3761 K. Sayılı ilamında
“Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan … ve …’ın yaralanmalarının basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte olduğu ve soruşturma aşamasında şikayetçi olmadıkları, her ne kadar sanık bilinçli taksirle hareket etmiş ise de … ve …’ın yaralanmalarının TCK’nın 89/1. maddesi kapsamında kalan bir yaralanma olması nedeniyle soruşturma ve kovuşturulmasının şikayete tabi olduğu, şikayetten vazgeçmeden vazgeçme olamayacağından kovuşturma aşamasında şikayetçi olmalarının ve davaya katılmalarının mümkün olmadığı, bu nedenle sanığın eyleminin TCK’nın 85/1. maddesi kapsamında kaldığı anlaşılmakla, tebliğnamede, … ve …’ın şikayetten vazgeçmelerinin, bunu geri almak iradesine sahip olup olmadıklarının süreçte tartışılması gerektiğine, sanığın eyleminin kanıtlanması durumunda TCK’nın 85/2 maddesinde öngörülen taksirle öldürme suçunu oluşturacağı olasılığı, bu olasılığa ilişkin süreçte toplanmış kanıtları, tartışma, takdir etme yetkisinin madde bakımından yüksek dereceli ağır ceza mahkemesine olması nedeniyle, görevsizlik kararı verilmesi, dava dosyasının ağır ceza mahkemesine gönderilmesi gerektiğine dair bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin kusura, eksik incelemeye, bilinçli taksir koşullarının oluşmadığına, ceza miktarının fazla olduğuna, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğine ve sair nedenlere ilişkin, katılanlar vekilinin TCK’nın 85/2. maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-Dosya içeriğine göre, olay günü gündüz vakti, meskun mahal dışı, iki şeritli bölünmüş asfalt yolda sanığın sevk ve idaresindeki kamyonet ile seyri sırasında kamyonetin açık kasasında bağsız ve brandasız olarak bulunan tahta kalıplardan birinin fırlayarak sanığın arkasında seyreden otomobilin altına girmesi nedeniyle otomobilin kayarak şarampole yuvarlanması şeklinde meydana gelen ve bir kişinin ölmesi ile sonuçlanan olayda, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu bir kişinin ölmesine neden olan sanık hakkında, … ve hakkaniyet kuralları uyarınca cezada orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurularak sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması;
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin ve katılanlar vekilin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi ve halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA; 20/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.