UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇUNDA TANIK BEYANI
17.12.2024

UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇUNDA TANIK BEYANI

UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇUNDA TANIK BEYANI

Bursa'da  ceza hukuku alanında uzmanlaşmış ceza avukatı arıyorsanız Bursa Hukuk Bürosuyla iletişime geçebilirsiniz. Bursa Hukuk Bürosu ceza hukuku alanında uzmanlaşmış kadrosuyla size yardımcı olacaktır. Bursa Hukuk bürosu kadrosunda beş avukat ve iki stajyer bulunmakta olup avukatlarımızdan iki tanesi ceza hukuku alanında uzmanlaşmış ceza avukatlarıdır.

Uyuşturucu Madde Ticareti Suçu Nedir?

Uyuşturucu madde ticareti suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188. Maddesinde düzenlenmiş olup uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç edilmesi, ülke içinde satılması, satışa arz edilmesi, başkalarına verilmesi, sevk  edilmesi, nakledilmesi, depolanması, satın alınması, kabul edilmesi ve bulundurulması fiilleriyle işlenmektedir.

Uyuşturucu Ticareti Suçu Taksirle İşlenir Mi?

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 188. Madde hükümlerinde uyuşturucu ticareti suçunun taksirle işlenebileceğine dair açık bir kanun hükmü bulunmadığından, uyuşturucu ticareti suçu sadece kasten işlenmektedir.

Uyuşturucu Ticareti Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?

Uyuşturucu ticareti suçunda görevli ve yetkili mahkeme, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesidir.

Uyuştucu Ticareti Suçunun Ayırt Edici Özellikleri

Uyuşturucu ticareti suçunun, uyuşturucu kullanma suçundan ayırt edilmesini sağlayan, Yargıtay’ın da kararlarından anlaşılacağı üzere birtakım kriterler bulunmaktadır. Bu kriterler;

1-Yakalanan uyuşturucu madde miktarı

Sanığın şahsi uyuşturucu kullanım sınırını aşacak miktarda uyuşturucu madde bulundurması, sanığa yöneltilen suç şüphesini kuvvetlendirecektir.

2-Uyuşturucu maddenin bulundurulduğu yer ve bulundurulma şekli

Sanığın uyuşturucu maddeyi kolay erişilemeyen bir yerde ve küçük paketler halinde depolaması, hassas tartı sahibi olması sanığın uyuşturucu ticareti suçunu işlediğinin göstergesi olabilmektedir.

3-Uyuşturucu maddenin çeşidi

Sanığın farklı türlerde uyuşturucu madde barındırması, uyuşturucu kullanmak yerine başka emelleri olduğunun bir göstergesi olabilir.

4-Sanığın hareketleri

Sanığın elindeki uyuşturucu maddeyi başkasına satma ya da devir veya tedarik etme hususunda herhangi bir davranış içerisine girip girmediği dikkate alınır.

Yukarıda açıklanan kriterler sanığın uyuşturucu ticareti suçunu işlediği konusunda sübuta ermek için yeterli değildir, ancak dosya kapsamında yer alan tüm deliller birlikte değerlendirildiği taktirde sanığın uyuşturucu ticareti suçunu işleyip işlemediği ispata kavuşacaktır.

 

 

Tanık Beyanının Delil Olarak Değerlendirilmesi

Türk Ceza Muhakemesi’nde tanık, uyuşmazlık konusu olayı beş duyu organıyla algılayan ve Mahkeme huzurunda bildiklerini beyan eden kişidir. Tanığın beyanı delil olarak nitelendirilmektedir ancak her ne kadar delil niteliği yüksek olsa da güvenilirliği tartışmaya açıktır. Tanık uyuşmazlık konusu olayı yanlış duymuş ve görmüş olabilir, kendisi duyup görmediği halde başkalarından duyduklarıyla yanlış beyanda bulunabilir. Tanık iyi hatırlamadığı şeyleri uydurma potansiyeline sahiptir. Tanık, uyuşmazlık konusu olayın tarafı ile arasında bir husumet olması sebebiyle bilerek yanlış beyanda bulunmuş olabilir. Bu olasılıklar sebebiyle tanık beyanı, vicdani ispat sistemi benimsenen Türk Ceza Muhakemesi’nde delil niteliği olan ancak tek başına hükme esas alınması sakınca içeren bir delil olarak karşımıza çıkmaktadır.

UYUŞTURUCU TİCARETİ SUÇUNDA TANIK BEYANI

Uyuşturucu ticareti suçunda tanık/tanıkların beyanı, Mahkeme tarafından sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması için yeterli değildir, yukarıda yer alan açıklamalardan anlaşılacağı üzere tanık beyanları tek başına hükme esas alınmaz. Nitekim Yargıtay’ın bu konu hakkındaki tutumu da sadece tanık beyanı esas alınarak sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulamayacağı, tanık beyanı delilinin mutlaka Hts kayıtları, fiziki takip tutanakları, parmak izi, hassas terazi gibi sair delillerle desteklenmesi gerektiği yönündedir.  Ancak bu şekilde birbirini destekleyen deliller olduğu sürece Mahkeme tarafından sanık hakkında mahkumiyet hükmü verilebilir.

Sadece tanık beyanına dayanarak sanık hakkında mahkumiyet hükmü verilememesinin istisnai halleri de bulunmaktadır. Uyuşturucu ticareti suçunda, tanık beyanının sanığın üzerine atılı suç eylemini tüm hususlarıyla aydınlatması ve beyanın şüphe barındırmaması gerekmektedir. Tanığın daha önce verdiği beyanını mahkemede değiştirmesi tanığın beyanına olan güveni azaltacaktır, bu sebeple mahkemede ifadesini değiştiren tanık, ifadesini değiştirme sebeplerini açıklamalı, eski beyanı ile yeni beyanı arasında çelişki olmamalıdır. Aksi halde şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince, sanığın üzerine atılı olan suçu işlediğini gösteren başkaca delil bulunmadığı takdirde Mahkeme tarafından sanığın beraatine karar verilmesi gerekmektedir.

YARGITAY KARARLARI

Yargıtay Ceza Genel Kurulu E. 2017/345 K. 2018/304 T. 26/06/2018 Kararı

''Tanık Özlem'in sonradan döndüğü soruşturma evresindeki soyut beyanı dışında, sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin savunmasının aksine, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı kabul edilmelidir. Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir. ''

 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu E. 2012/10-1335 K. 2013/423 T. 22.10.2013 Kararı

”Bir ihbar üzerine yakalanan sanığın üzerinde taşıdığı poşetin içerisinde ele geçirilen kenevir bitkisi dışında, uyuşturucu madde ticareti yaptığı yolunda teknik ya da fiziki takip, tanık beyanı, iletişimin tespiti v.b gibi somut, yeterli, her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı herhangi bir delil elde edilememesi, uygulamada ilke olarak kabul edilen yıllık uyuşturucu madde kullanım miktarı göz önünde bulundurulduğunda, adli raporda belirtilen 345,510 gramlık esrar maddesinin yıllık şahsi kullanım sınırları içerisinde olması, sanığın uyuşturucu maddeyi satmak için değil kullanmak amacıyla satın aldığı yönündeki aksi kanıtlanamayan istikrarlı savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği şüphe boyutundan öteye geçememektedir.Bu itibarla; sanığın sübuta eren eyleminin kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu yönündeki Özel Daire bozma ilamında bir isabetsizlik bulunmadığından, itirazın reddine karar verilmelidir”.

 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu E. 2017/378 K. 2018/618 T. 16.12.2018 Kararı

''Tanık İbrahim'in kollukta, cüzdanında ele geçirilen uyuşturucu maddeyi sanıktan aldığını ifade etmesine karşın mahkemede, suç konusu eroini tanımadığı kişilerden satın aldığını söyleyip soruşturma evresindeki beyanından dönmesi, tanık....'de suç konusu eroinin ele geçirilmesi sonrasında aynı gün açık kimlik ve adres bilgileri tespit edilen sanığın yakalanarak üzerinde veya evinde herhangi bir arama işlemi yapılmayıp tam dokuz gün sonra evinde görevlilerce yapılan aramada, kolayca erişilebilir yerde ve bir parça hâlinde suç konusu eroinin ele geçirilmesi, net 0,07 gram eroinin miktar itibarıyla kullanma sınırları içinde kalması, sanığın üzerinde ve ikametgâhında yapılan aramada başkaca bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ile uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediğini gösterir herhangi bir bulgunun elde edilmemiş olması, sanığın aşamalarda, tanık....'i tanımadığını, adı geçene uyuşturucu madde satmadığını ve evinde ele geçirilen eroini kullanmak için bulundurduğunu söyleyip atılı suçlamayı kabul etmemesi birlikte değerlendirildiğinde; sanığın, tanık....'de ele geçirilen eroini sattığına ilişkin adı geçenin sonradan döndüğü ve suç atma niteliğinde kalabilecek olan soruşturma evresindeki soyut beyan ve teşhisi dışında delil bulunmadığı, ayrıca evinde ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddeyi satacağına, başkasına vereceğine veya kullanma dışında başka bir amaçla bulundurduğuna ilişkin sanığın savunmasının aksine, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil de bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın sabit olan eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.''


Yargıtay 10. Ceza Dairesi E. 2021/12288 K. 2024/71 T. 08.01.2024 Kararı

‘’Kendilerinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanıkların savunmalarının aksine, tanık ...'nin soyut beyanı ve teşhis tutanağı dışında atılı suçu işlediklerine dair kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden, atılı suçtan beraatleri yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.’’

 

Yargıtay 20. Ceza Dairesi E. 2018/5228 K. 2020/301 T. 09.01.2020

‘’Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçirilemeyen sanık ...’in savunmasının aksine, uyuşturucu madde ticareti yapma suçu sabit olan diğer sanık ...’de ve hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan ayrıca soruşturma yürütülen tanık ....’de ele geçirilen uyuşturucu maddelerle ilgisi olduğuna ya da sanık ...’in suçuna iştirak ettiğine ilişkin, soyut istihbari bilgi dışında kuşku sınırlarını aşan kesin ve yeterli delil bulunmadığı, 20/09/2017 tarihli “olay, tespit, yakalama, üst ve ev arama, muhafaza altına alma ve el koyma tutanağında” tanık ....’e ait olduğu belirtilen ve tanığın aşamalardaki beyanları ile örtüşmeyen sözlü beyanın, maddi delil olarak hükme esas alınamayacağı da gözetilmeden, sanık ...’in atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırı...’’

 

Bu süreçle ilgili daha spesifik bir durumunuz veya sorularınız varsa Bursa Hukuk Bürosu ceza avukatları olarak yardımcı olmaktan memnuniyet duyarız.

Bu Konuda Bize sorun !