YENİ MALİKİN GEREKSİNİMİ NEDENİYLE TAŞINMAZIN TAHLİYESİ
20.03.2024

YENİ MALİKİN GEREKSİNİMİ NEDENİYLE TAŞINMAZIN TAHLİYESİ

 TBK Madde 351’e göre; kiralananın sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, alt soyu, üst soyu, veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir.

Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir.

Taşınmazı TMK hükümlerine göre iktisap eden ve  o taşınmaza gereksinimi bulunan yeni malikin bu maddeye göre özellikle uzun süreli sözleşmelerde sözleşme süresinin sona ermesi beklenmeden bu hakkı kullanabilecektir.

Mülkiyet kural olarak tescille de kazanılır. Tescil ile kazanılmış ise tescil ile dava hakkı doğar. Kanunda belirtildiği üzere mülkiyet tescilden önce kazanılmış ise kişi mülkiyetin kazanıldığı tarihte  dava hakkına sahip olur.(Örneğin; satın alma, bağışlama, miras taksimi, ihale, miras ortaklığına kabul olabilir.)

Bu maddeye dayanılarak dava açma hakkı yeni mal sahibine aittir. Paylı mülkiyette ise dava hakkı pay ve paydaş çoğunluğuna aittir. Dava kiracıya karşı açılır. Kiracılar birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı olduğundan tüm kiracılara karşı açılır.

Taşınmazın yeni malik tarafından iktisap edilmesi tek başına tahliye sebebi olarak yeterli değildir, yeni malikin taşınmazı iktisap etmesinin yanında, o taşınmaza gereksinimi bulunduğunu da ispat etmesi gerekir.

ÖZET: Eski malik ile davalı arasında uyuşmazlık bulunmayan kira sözleşmesi bir yıl sürelidir. Davacı dava dilekçesi ile eski malik ile yapılan kira sözleşmesine dayanmış olmakla, dilerse sözleşmenin sonunda bir ay içerisinde tahliye davası açabilir. Bu durumda dava süresinde olup, mahkemece davanın esastan incelenmesi gerekirken süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Karar: Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı; davaya konu taşınmazı 19.03.2015 tarihinde satın aldığını, konut olarak kiralanana ihtiyacı olduğunu, davalıya ihtarname tebliğ edildiğini belirterek davalının kiralanandan tahliyesini istemiştir. Davalılardan….; davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece davalıya ihtar gönderilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Konut ya da çatılı işyeri niteliğindeki bir taşınmazı iktisap eden kimse dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda bir ay içinde, dilerse TBK’nun 351. maddesi uyarınca edinme günü de dahil olmak üzere edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla edinme tarihinden itibaren altı ay sonra ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir. Davanın altı ayın sonunda hemen açılması şart olmayıp sözleşme sonuna kadar açılması mümkündür. Ancak edinmeyi izleyen bir ay içerisinde bildirimin tebliği zorunlu olup bunun sonradan giderilmesi mümkün değildir. Açılacak davada tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın Olayımıza gelince; eski malik ile davalı ... arasında uyuşmazlık bulunmayan kira sözleşmesi 15.08.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl sürelidir. Davacı dava dilekçesi ile eski malik ile yapılan kira sözleşmesine dayanmış olmakla, dilerse sözleşmenin sonunda bir ay içerisinde tahliye davası açabilir. Bu durumda 21.08.2015 tarihinde açılan dava süresinde olup, mahkemece davanın esastan incelenmesi gerekirken süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu süreçte bir avukatınızın olması süreci doğru yönetebilmek ve sürecin uzamaması açısından oldukça önemli olup, detaylar için Bursa Hukuk ve Arabuluculuk’a başvurabilirsiniz.

Bu Konuda Bize sorun !